28 Eylül 2010 Salı

Hatayspor Ramazan Silin'le anlaşma sağladı...


TFF Spor Toto 3. Lig 1. Grup takımlarından Hatayspor'da teknik direktörlüğe Ramazan Silin'in getirildiği bildirildi. Hatayspor yönetim kurulundan yapılan yazılı açıklamada, teknik sorumlu Semih Tokatlı'dan boşalan göreve geçtiğimiz yıl Ankara Demirspor'u çalıştıran Ramazan Silin'in getirildiği belirtildi. Açıklamada, Silin'in yardımcılıklarına Yener Akbaş, ve Mehmet Coşar'ın getirildiği duyuruldu. Futbolcu ve teknik adam olarak birçok başarılar elde etmiş Silin'in aynı başarısını Hatayspor'da da sürdüreceğine inandıkları ifade edilerek, yeni görevinde başarılar dilendi.

20 Eylül 2010 Pazartesi

HATAYSPOR'DA SEMİH TOKATLI DÖNEMİ SONA ERDİ...


Spor Toto 3. Lig 1. Grup takımlarında Hatayspor'da, teknik sorumlu Semih Tokatlı'nın görevine son verildi.
Ligde yaptığı üç karşılaşmada tek galibiyet alan, diğer iki maçı da kaybeden Hatayspor'da, kulüp yöneticileri teknik sorumlu Tokatlı ile yolları ayırma kararı aldı. Takımın, yeni teknik sorumlu bulunana kadar yardımcı antrenör Mehmet Coşar tarafından çalıştırılacağı öğrenildi.

ERDOĞAN HÜN: GELİRSEM EFSANEYİ AYAĞA KALDIRIRIM..



Uzun yıllar Hatayspor ile İskenderunspor formalarını giyen ve efsanevi kadroda yer alan Erdoğan Hün, eski takımının aldığı başarısız sonuçlardan üzüntü duyuyor. Erdoğan Hün, gazetemize yaptığı özel açıklamada, İstanbul takımlarından Bankasya Ligi’nde mücadele eden Güngören Belediyespor’da ve bölgenin birçok takımında teknik adam olarak görev yaptığını ve özellikle alt yapıya önem veren bir teknik adam olarak dikkati çektiğini söyledi. Teknik adam olarak birçok futbolcuyu Türk futboluna kazandırdığını ifade eden Hün, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Zaman zaman Hatayspor’dan da arıyorlar. Bu bölgeden futbolcu talepleri oluyor. İmkanlarım ölçüsünde yardımcı olmaya çalışıyorum. Ama Hatayspor’un da bu sezon arzulanan sonuçları almaması beni fazlasıyla üzüyor. Uzun yıllar başarıyla formasını giydiğim Hatayspor’un 3. Lig’de mücadele etmesini hazmedemiyorum. Edindiğim bilgiye göre, takımda Hataylı oyuncunun olmaması beni oldukça şaşırttı. Bizim dönemimizde takımın en az 6-7 oyuncusu Hataylı olurdu. Takımın iskeletini yerli oyuncular teşkil ederdi. Ben takıma geldiğimde benimle birlikte 3 yabancı vardı. Gerisi hepsi memleket çocuklarıydı. Bu özelliğini kaybeden takımın başarılı olması mümkün değil. Bence başarısızlığın temelinde kendi özünü kaybetmesi yatıyor.” GÖREV VERİLİRSE, SEVE SEVE GELİRİM, BENİM İÇİN PARA PUL ÖNEMLİ DEĞİL Erdoğan Hün, Hatayspor Kulübünden kendisine teklif gelmesi halinde, seve seve görevi kabul edeceğini belirterek, “Para pul benim için önemli değil. Eski takımımda teknik adam olarak görev yapmak benim için onurdur, şereftir. Ayrıca o kabiliyetim, yeterli bilgim ve tecrübemde var. Fakat şu anda Hatayspor’un başında bir teknik heyet var. Meslektaşlarıma asla saygısızlık yapamam. Bir Akbaba gibi davranamam. Meslek etiğine de uymaz. Ama gün gelir, şartlar oluşursa, takımın başında da teknik adam yoksa görevi büyük bir onurla kabul ederim. Çünkü Hataypor ne bulunduğu yeri, ne de bu sonuçları hak etmiyor” diye konuştu. GELİRSEM DEVRİM YAPARIM, EFSANEYİ AYAĞA KALDIRIRIM Hatay isminin kendisini her zaman heyecanlandırdığını anlatan Hün, şöyle devam etti: “Hatayspor ismi her zaman bir markadır. Bu markayı korumak ve tekrar eski günlerine döndürmek kim bilir, belki bir gün bana nasip olacak. Futbol oynadığım dönemlerde tribünler tıka basa dolardı. Stadın kapıları 2 saat öncesinden kapanırdı. Sahaya çıktığımızda kıyamet kopardı. Hatay’da geçirdiğim o günleri unutmam mümkün mü? Ben Hatay’da Erdoğan Hün oldum, ekmeğini yedim ve bugünlere geldim. Nasıl futbolcu olarak başarılı olduysam, teknik adam olarak da aynı başarıyı göstermek istiyorum. Gelirsem devrim yaparım, efsaneyi tekrar ayağa kaldırırım.” Erdoğan Hün, Hatayspor’un bundan sonraki maçlarında başarılı olması temennisinde bulunarak, tüm Hataylılara gazetemiz aracılığıyla selam ve sevgilerini gönderdi.

6 Eylül 2010 Pazartesi

Metin Dingil: Bu Takıma Güvenmek İstiyorum...

Yok yok, ilk haftada kazanılan bir maçın ardından karamsar olup çocukların moralini bozmak hoş bir davranış değil. “Evet-Hayır” tartışmalarının arasında başlayan futbol sezonumuzun bu yıl renkli geçmesini ve bize şampiyonluk getirmesini temenni ederek yazıma başlıyorum.. Sezon açılışında beğenmediğim ve çok “Bebe” bulduğum Hatayspor’un 72 Batmanspor karşısında aldığı galibiyet doğrusu bana ilham verdi.
Çünkü sezona iyi başlamak çok önemlidir. O yüzden ilk maçta alınan galibiyet çok önemli olduğu kadar da camiaya güven veren bir mesaj niteliğindedir. Tabi ilk maçta alınan galibiyet her şeyin doğru yönde olduğunu, takımın dört dörtlük olduğunu göstermiyor.. Sadece camianın bu moral ve motivasyona ihtiyacı olduğunu gösteriyor.. Bizim bu takıma inanmamız ve güvenmemiz için öncelikle istikrarı sağlaması gerekiyor.. Çünkü yıllardır yaşanan istikrarsızlık, izleyiciyi de, seyirciyi de ve taraftarı da küstürdü, tribünler boşaldı. Şu anda Hatayspor’un taraftar sayısı 500’ü geçmez.. İşte bunu binler, beş binler, on binler yapmak öncelikle Hataysporlu futbolcuların elinde.. İstikrar ve başarı bir araya geldiğinde, coşku ve destekte kendiliğinden gelecektir. Bu yıl takıma gelen, ya da daha önce de forma giyen oyuncularımıza sesleniyorum; Gerçekten de çok isabetli bir yere geldiniz.. Mülki amirlerinin tam destek verdiği bir yönetime sahipsiniz.

Bu konuda Başkan Hikmet Çinçin ve yönetim kurulu üyeleri gerçekten çok şanslı.. Başta Adalet Bakanımız Sadullah Ergin olmak üzere, Valimiz Mehmet Celalettin Lekesiz, Antakya Belediye Başkanımız Doç. Dr. Lütfü Savaş takıma büyük destek veriyorlar. Geçmişte diğer yönetimlere verilmeyen bu benzeri destek gerçekten çok anlamlı. Bugün bir Bakanın Hatayspor tesislerinde iftar yemeğine katılması futbolcularla birlikte olması çok güzel bir olay.. Geçmişte görmedik böyle desteği, hele bir bakanımızın tesislere gelmesi, Hatayspor’a olan bakış açısını gösteriyor. Bu muhteşem dörtlü isterse Hatayspor’u şampiyon yapar.. İstemezlerse de kaderine terk edilir ve geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yönetimlerin sırtına bırakılır. Mehmet Şaşmaz’ın başkan olduğu dönemde protokol üyeleri değil tesislere, tesislerin önünden geçmezdi.

Zaten destek vermeyerek de zırnık koklatmadılar.. Bu çifte stantardın yorumunu size bırakıyorum.. Ben gençlerden kurulu takıma açıkça güvenmek istiyorum.. Ama geçmişte yaşadıklarım, edindiğim tecrübeler o güveni vermiyor. İçimdeki bir ses; “Yine zik-zak çizerler, bizi yarı yolda bırakırlar” diyor.. Yok yok, ilk haftada kazanılan bir maçın ardından karamsar olup çocukların moralini bozmak hoş bir davranış değil. Bence zamana bırakalım, bu çocuklara şans verelim sabır gösterelim.. Henüz çok erken..