Tren kaçtıktan sonra...
HATAYSPOR eksisi artısıyla, bir sezonu daha geride bıraktı. Sezon başında yönetimin takımın başına geliş şekliyle başlayan hatalar zincirine, şehrin de ilgisizliği eklenince aslında filmin sonunu en baştan görmek mümkündü.
Ancak bu yetmedi. Son merdivene kadar gelen Hatayspor, burada Yalova basamağına takılıp gerisin geriye düştü. Yaşanan Zonguldak macerasından sonra, Hatayspor Teknik Direktörü Mehmet Kakil, verdiği ilk demeçte alınan yenilgiyi hakeme bağlarken, bazı yöneticilerde alınan yenilgiyi ilk yarıda müthiş oynayan Ahmet’i ikinci yarının hemen başında oyundan alan Kakil’e bağlıyorlardı. Bazıları da alınan yenilgide Bordo-Beyazlıların 1 gün önce oynadıkları 120 dakikalık bir maçın çok etkisi olduğunu Ankara Demirspor maçında yorulan futbolcuların Yalova karşısında ancak 45 dakikayı çıkartabildiklerini ve ikinci yarıda futbolcuların yorgunluktan sahada yürüdüklerini ve bunun ardından da mağlubiyetin kaçınılmaz olduğunu kulağımıza fısıldadılar. Bunların hepsini üst üste koyduğumuz zaman 2. ligin son basamağına gelen Hatayspor’un neden gerisin geriye gittiğini ve Yalova engeline takıldığı ortaya çıkıyor ama, bana göre aslında Hatayspor için film ta sezon başından kopmuştu.
Parasız pulsuz, gelirleri hacizli olan bir Hatayspor ancak buraya kadar gelebilirdi. Teknik Direktörün hata yapması, futbolcuların yorgun olması veya maçın hakeminin kötü olması kadar 2. lig treninin kaçırılmasında bir türlü kurumsallaştıramadığımız ve daima birilerine muhtaç bıraktığımız Hatayspor’un daima sahipsiz kalması da önemli bir faktör oldu. Sözün kısası “Kaçan balık büyük olur” diye boşuna dememişler. Artık her şeyi geride bırakıp, bundan sonra Hatayspor için ne yapılabilirin düşünülmesi lazım. Bunu yapacak kişilerde belli. Başta Belediye Başkanımız sayın Lütfü Savaş olmak üzere, milletvekillerimiz, atanmışlarımız ve sivil toplum örgütlerimiz bir araya gelip Hatayspor’un başına güçlü bir oluşum getirmeleri gerek. Bu oluşumun belediye destekli olması da şart.
Çünkü belediyenin destek vermediği bir Hatayspor’un yaşadığı maddi krizi bir sezon boyunca bir belgesel izler gibi izledik. Daha sonra da Hatayspor’a sahip çıkan bir belediye başkanının biraz hareketlenmesi sonucu kentin sivil toplum örgütlerinin Hatayspor’a nasıl sahip çıktığını da hep birlikte izledik. İzlediğimiz bu manzaralardan çıkan sonuçta aslında herkesin bildiği bir sonuç. Oda Belediye desteğini alamayan Hatayspor’un başarısızlığa mahkum olduğudur. Tabi başarı için sadece Belediyenin desteği yetmez. Mesela takımın başına sayın Necdet Bök gibi birini getirmemek şart. Başarı için, takımın başına bu işi iyi bilen ve verilecek desteği doğru yönde kullanan, tek adam değil en az faal çalışacak 10 kişi ve milletvekilleri ile kentin sivil toplum örgütlerinin desteği şart. Ancak bu yapıldığı takdirde Hatayspor başarılı olur. Tabi günlük desteklerle değil. İleriye dönük gerek tesis gerekse kurumsallaşma yolunda atılacak adımlarda gerekli. Bütün bunların yapılması sadece bir kişiye bağlı.
Oda Antakya Belediye Başkanı sayın Lütfü Savaş’tır. Sayın Savaş, Hatayspor’un başarısını istiyorsa, Hatayspor’da yöneticilik yapan bu işin piri olan insanlarla bir araya gelip Hatayspor’u bu bataktan çekip çıkartabilir. Bu kentinde bunu yapacak gücü var. Bundan da kimsenin şüphesi yok. Eğer başka trenler yada büyük balıklar kaçırılmak istenmiyorsa yeni bir oluşumla Hatayspor ayağa kalkar, bu uzun ve ince yolda koşarak hedefine gider ve o hedefi de tam 12’den vurur. Kısacası Hatayspor’un başarı için büyük bir birlik ve beraberliğe ihtiyacı var.
Yaser ÇAPAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder