2 Haziran 2009 Salı

DİNGİL:LÜTFÜ SAVAŞ HATAYSPORU SÜPER LİGE ÇIKARACAK GÜÇTE..



Keşke, Lütfü Savaş, bir ay erken seçilseydi!

Eğer Savaş; bir ay önce görevine erken başlasaydı, size şerefimle temin ediyorum Hatayspor şu anda 2. Lig’deydi.
Ne yazık ki, bir sezon daha bizim için hüsranla sona erdi. 1967 yılında büyük emekler sonucunda 3 kulübün birleştirilmesiyle kurulan Hatayspor’un, tarihinde bırak “Süper Lig”de oynamasını kurulduğu ilk yıl gibi hala 3. Lig’de mücadele ediyor. Ben yazarken, söylerken, utanıyorum.. Hatayspor’a 3. Ligi yakıştıramıyorum. Ama bu kent yakıştırdıktan sonra artık benim de söyleyecek bir lafım kalmıyor.. Sezon başına dönelim.. Küme düşmüş bir takımı ve kadrosunda sıfır futbolcuyu teslim alan Mehmet Şaşmaz başkanlığındaki yönetim, geçmiş yönetimin bıraktığı enkazı devralarak göreve geldi.. Oysa bir önceki yönetim yargılanmalıydı, çünkü bugünkü tablonun vebali tamamen onlara ait.. Ne yazık ki bu olmadı, büyük bir şevk ve heyecanla, olumsuzluklara rağmen göreve başlanıldı ve de 3. Lig’de kalite sayılacak bir takım kuruldu. Takımın başına da Hatayspor’un bağrından çıkan Mehmet Kakil getirildi. Hem yönetim, hem de Kakil hoca, takımı “Yükselme Grubuna” çıkararak, ilk raunttan alınlarının akıyla çıktılar.

Kimseden de bir lira destek almadan.. Ama buradan itibaren ise kent desteğine ihtiyaç vardı.. Deyim yerindeyse; Okyanusu geçen Hatayspor’un, sadece dereyi geçmesi kalmıştı.. Burada da boğulana “Ahmak” derlerdi.. Grupta ilk 4’e giren doğrudan 2. Lige yükselecekti.. Bu fırsat önümüze altın tepsi ile sunulmuşken, biz elimizin tersiyle yiterek, kabul etmedik.. Sorunlar çözülmedi, aksine yumak haline getirildi..

Kolayı başaracak takıma itici güç bulunamadı.. Güçler kayboldu, araya yereli seçim muhabbeti de girince, zaten pek destek görmeyen Hatayspor daha da unutuldu ve kaderine bırakıldı. Kaderine bırakılan takımda heyecanını ve motivasyonunu kaybetti, seri yenilgiler alarak hedefinden koptu ve ilk 4 iddiasına çok önceden havlu attı. Antakya Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’ta olmasaydı, Hatayspor, “Ekstra Play-Off” maçlarını bile rüyasında görürdü. Savaş, gerçekten beklemediğim hamleleri yaparak, 45 günlük zaman zarfı içerisinde takıma hem destek oldu, hem de 145 bin (milyar) TL katkı sağladı. Bu maddi katkı üzerine ölü toprağı serpilmiş oyuncuları kendine getirdi, 4 hafta üst üste alınan galibiyetlerle Zonguldak’a final maçlarına katılmayı başardılar. Eğer Savaş; bir ay önce görevine erken başlasaydı, size şerefimle temin ediyorum Hatayspor şu anda 2. Lig’deydi. Dileğim Savaş’ın aynı heyecanını kaybetmemesi ve takımdan desteğini çekmemesi.

Çünkü şu anda Hatayspor’un tek güvencesi Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş.. Bu heyecanı ve istekli oluşu 5 yıl içerisinde Hatayspor’u “Süper Lige” çıkaracak güçte.. İşte o zaman altın harflerle tarihe geçer, Lütfü Savaş.. Bugüne kadar hiçbir belediye başkanını ben bu kadar Hatayspor’a karşı istekli ve arzulu görmedim. Şampiyonluk hiçbir zaman tek başına ve de kolay kazanılmadı.. Yönetimi yalnız, teknik adamı da çaresiz bırakırsanız, eleştiri yapma hakkınız da ortadan kalkar. “Ne verdiniz ki, ne istiyorsunuz?” derler, adama.. Yoksa finale kadar gelmişsin, senin ayarında olmayan, senden iyi olmayan bir takıma yenilmişsin ve 2. Lige yükselmeyi kaybetmişsin. Gırtlağını sıkarlar adamın..

Fakat bunu ne yönetime, ne de Kakil hocaya söylemeye hakkımız var.. Çünkü suçlu değiller.. Okyanusu geçtiler, “Dereyi geçerken bize yardımcı olun” diye feryat ettiler.. Kimse bu feryadı duymadı, ya da duymamazlıktan geldi.. İş işten geçtikten sonra gelen desteklerde bir işe yaramadı.. Hatayspor en başta ilk 4’e giremeyerek, treni kaçırdı.. Dedim ya, yerel seçimler 29 Mart’ta değil de 29 Şubat’ta yapılsaydı, şu anda bu takım, “Bankasya Ligi” hesapları yapacaktı. Tek korkum ve endişem, Lütfü Savaş’ı kaybetmek.. Allah korusun! O da desteğini çekerse, gelecek sezon 3. Lig’de düşmeye oynayan bir takımı hep birlikte izleriz.. Gerçi yine de bu memleketin umurunda olmaz da.. Olan yine Hatayspor’a olur, başka da kimseye hiçbir şey olmaz..

Hiç yorum yok: